4 Şubat 2013 Pazartesi

Faydalı Koşu


 
Türkiye'de oynanan futbola birçok şey katan Alex de Souza lügatımıza "faydalı koşu" kelimesini de katmıştır. Ancak bu kelimenin lügatımıza girmesinde Aykut Kocaman'ın da payı vardır.

Aykut Kocaman geldiği günden beri koşan, savaşçı bir takım istediğini dile getiriyordu ve bunun önündeki en büyük engel takımın vazgeçilmezi, koşmadığı için eleştirilen Alex'ti.

Bu sene başında gönderilen Alex'ten sonra takımın koşu istatistikleri yükseldi ama bu sefer de rakip yarı sahada yapılan pas ve atılan gol, yapılan asist sayıları düştü. Bu gibi istatistikler skora dolayısıyla da puan durumuna direk yansıyan istatistiklerdir.

2009-2010 sezonu / 2.1 puan - 1.8 gol ortalaması

2010-2011 sezonu / 2.41 puan - 2.47 gol ortalaması
2011-2012 sezonu / 2 puan - 1.8 gol ortalaması (Play-off dahil değil)


2012-2013 sezonu / 1.55 puan - 1.5 gol ortalaması

Fenerbahçe'nin en yüksek puan ve gol ortalamasını yakaladığı 2010-2011 sezonunda Alex; 28 gol 13 asistlik bir performansa sergilemişti.

Alex'in koşmaması bu istatistikleri yapmasının önünde engel değildi. Fenerbahçe tamamına yakınını Alex'siz oynadığı bu sezon en düşük puan ve gol ortalamasını tutturdu.

Ve Fenerbahçe şüphesiz Alex'in faydalı koşularını çok arıyor.

Futbolcu Sokrates der ki: "Düşünen futbolcu koşmaz, koşan futbolcu düşünmez."

3 Şubat 2013 Pazar

Transferler Üzerine

Fenerbahçe'nin yeni transferleriyle birlikte oyun sistemini değiştirmesi gerekiyor. Alex sonrası herkes 4-4-2 formasyonuna geçileceğini düşünüyordu. Ancak hoca, yeterli kadro derinliğine sahip olmadığını düşünüyor olacaktı ki Alex'ten sonra da 4-2-3-1'e devam etti. Peki Fenerbahçe 4-4-2'yi nasıl oynayabilir; bunun için alternatif oyuncuları da gösteren bir kadro hazırladım:


Bu kadronun en büyük dezavantajı; fazla ofansif olması. Bu nedenle bu kadro daha çok iç saha maçlarında tercih edilebilir.

4-4-2'ye oranla daha dengeli bir kadro için 3 merkez orta saha oyunculu bir kadro da tercih edilebilir:




23 Ocak 2013 Çarşamba

Bir Kupa Maçından Daha Fazlası

Fenerbahçe 3 - 0 Bursaspor (23 Ocak 2013)

  • Fenerbahçe 346 gün sonra penaltı kullandı.
  • Alex'in kullanmadığı ilk penaltı. (Eskiden Alex kullanırdı.)
  • Semih uzun zaman sonra 2 gol birden attı.
  • Genç oyuncu Beykan ilk defa A takımla bir maça çıktı.
  • Beykan ilk defa A takımda gol attı.
Futbolcular Beykan'ın golünü kutlarken

Kaybolmuş Güven

Duyguların en kuvvetlisinin inanç olduğuna inanırım. İnanç temeldir. Sonra da güven gelir. Güven de inanca bağlıdır.

Ben Fenerbahçe'yi yönetenlere olan inancımı ve güvenimi malum sebeplerden dolayı kaybettim. Bu duygular sarsılmaz değildir ve sarsılması bu duyguların hiç olmadığına delil değildir. Bu duyguların kaybedilmesi geri kazanılmayacak olduğuna da delil değildir ancak bu benim için geçerli değildir.

Yukarıda çok fazla "değil" kullandım. Bunların hepsi olumsuz anlam taşımıyor, okumayı bilene.

Neden böyle bir yazı yazdığıma gelirsek:

  1. Fenerbahçe şu an hiçbir yarıştan kopmuş değil ancak güven vermiyor,
  2. Birçok taraftar aylar önce uğruna coplandığımız, biber gazı yediğimiz adamı artık istemiyor, onu bir diktatör olarak görüyor ve O'na güvenmiyor.
  3. Aykut Kocaman'ı istifasından vazgeçirenler bile içten içe "acaba hata mı yaptık?" diye düşünüyor, kendi kararlarına ve hocalarına güvenmiyor.
  4. Taraftar oyunculara güvenmiyor. Eskiden baş tacımız olan oyuncular bile "ruhsuzluk" ile suçlanıyor.
  5. Devre arasında transfer yapmayarak şampiyonluk yolunda çok büyük adımlar atan takım kendi oyuncularına güvenmediği için dört gözle transfer bekliyor. 
  6. Taraftar bölünmüş durumda. Birbirini "irlandalı" diye yaftalıyor. Birbirlerinin Fenerbahçe sevgisine güvenmiyor.
Bu yazıyı olan durumu göstermek amacıyla yazıyorum.

Umarım hep birlikte kaybettiğimiz güveni, yine hep birlikte geri getirebiliriz.

EFSANE Anlar #2

Lugano bir karara itiraz ederken