Spartak Moskova etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Spartak Moskova etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Aralık 2012 Cuma

Umut

Spartak Moskova maçında Alex oyuna girerken
Bir blogda gezinirken bu fotoğrafa rastladım. Aklıma o anki ruh halim geldi.

Spartak Moskova ile yaptığımız ikinci maçtı. Maç hakkındaki değerlendirmem için tıklayın. Selçuk Şahin'in belki de kariyerinde oynadığı en kötü maçtı. Aykut Kocaman onu 65 dakika oyunda tuttu. Ve en nihayetinde kendi egosunu yenip Alex'i oyuna aldı.

Alex'i oyuna almasıyla taraftarın içinde bir umut ışığı doğdu. Sevinç çığlıkları atıyorduk. 1-0 geride olmamıza rağmen sanki maçı kazanmış gibi seviniyorduk. Çünkü Alex'e güveniyorduk ve Alex'e güvenmekte haklıydık. Çünkü Kaptan hiçbir zaman bizi yarı yolda bırakmadı. Oynadığı her maç bize güven verirdi, rakiplere korku salardı.

Alex Galatasaray maçında frikik kullanırken

Ancak o günler geride kaldı. Kaptanı gemisinden, Fenerbahçesinden, gönderdiler. Bundan böyle taraftar diken üstünde; rakipler ise daha rahat. Rakipler yatıp kalkıp Aziz ve Ali Yıldırım'a dua etsinler.

30 Ağustos 2012 Perşembe

Olmadı Oldurmadılar

Maça iyi başladık. Kolay bir maç olmayacağını biliyorduk ama böyle oynarsak başarabilirdik. Derken orta sahada bir top kaybı. Ari bütün yarı sahamızı boş koşu yaparak geçti. Ceza sahasına girdi. Onu marke eden kimse yoktu. Mert'in hatası defansın beceriksizliği ile birleşince hiç yoktan bir gol yedik.

Golü yedikten sonra takımın düzeni dağıldı. Krasic'in sakatlanması erken bir değişikliğe gitmemize neden oldu. Bu değişiklik belki de Aykut Kocaman'ın tüm planlarını alt üst etti. Ama burada cevaplanması gereken bir soru var. Oyun planı bir değişiklik yüzünden bozulduysa yani oyun planı bir oyuncuya bağlıysa Aykut Kocaman neden Alex'i takımdan kesti?

İlerleyen dakikalarda üst üste o kadar çok pas hatası yaptık ki bir an sahadaki futbolcuların Fenerbahçe'nin profesyonel takımı olduğunu unuttuk. Özellikle Selçuk Şahin'in yaptığı sayısız pas hatası bizi çıldırttı. İlk yarıda çok etkili bir atağımız olmadı.

İkinci yarıya aynı onbirle başladık. İlk dakikalar biraz etkli olsak da bu oyun fazla sürmedi.Alex'in oyuna girmesi takımı ateşledi, canlandırdı. Pas trafiği düzenli hale geldi. Etkili ataklar ve şutlar gelişti. Sonunda bir duran toptan gol geldi.

Alex'in asistiyle Mehmet Topuz'un kafa golü: 1-1

Kalan dakikalarda savaştık, mücadele ettik ama hakemin aleyhimize verdiği kararlar; rakip oyuncuların yerden kalkmaması maçı kaybetmemize neden oldu.

Mehmet Topal'ın füzesi

Önümüzde uzun bir yol var. Hala 3 kulvarda mücadele ediyoruz. Çok fazla hata yapıyoruz. Bu hataları bir an önce çözmeliyiz. Belki bir iki transfer; belki birkaç ayrılık sorunları çözmeye yetecektir.

Nice güneşli günlere Fenerbahçe'm...

29 Ağustos 2012 Çarşamba

3 Temmuzun Rövanş Maçı Fenerbahçe-Spartak Moskova

Kadınlar, çocuklar, yaşlılar, sevdalılar ve kocaman yürekli adamlar yalan bir senaryo yüzünden  365 gün kan ağladılar.

365 gün adalet aradılar. 

Cop yediler, biber gazı yediler.

İftiraya uğrayıp,  yaftalandılar.

Sevdiler... Çok sevdiler...

Asla vazgeçmediler. İnanmaktan, umut etmekten vazgeçmediler...

Kadınlar ve çocuklar tarih yazdılar.

Sevdalı adamlar destan yazdılar.

Silivri'de, Çağlayan Adliyesi'nde, Metris'te, Mabedimizde, Topuk Yaylası'nda ...

Üşüdüklerinde meşale yakarak ısındılar...

Fenerbahçe bayrağının gölgesinde güneşten korundular...

Direndiler. Direndiler...

365 gün korkutulmaya çalışıldılar. Sopalardan, cezalardan bahsettiler..

Yine vazgeçmediler...

Ve bugün... Bugün intikam günü.

Bugün içteki, dıştaki tüm düşmanlara gücümüzü gösterme günü.

Bugün yorgun savaşçıların zafer günü.

Bugün rövanş günü...









28 Ağustos 2012 Salı

Mr. Duracell Dirk Kuyt

3 Haziran 2012... Ntv Spor'da son dakika... Fenerbahçe Hollanda'lı yıldız Dirk Kuyt'la 1 Milyon Euro karşılığında 3 yıllık sözleşme imzaladı...

Tüm Fenerbahçe taraftarı çok sevinmiştik o an. Fenerbahçe'miz çok büyük bir oyuncuyu kadrosuna katmıştı nasıl sevinmeyelim? Onun oynayacağı futbolu görmek için sabırsızlanıyorduk.



21 Haziran 2012... Kadıköy Şükrü Saraçoğlu Stadyumu... Kuyt'ın imza töreni.
"Kuyt Kuyt Kuyt Oley Oley Oley" Fenerium alt tribünü bütün Kadıköyü sallıyordu... Kuyt önce imzayı attı sonra, bugüne kadar çok büyük, çok değerli insanların giydiği o kutsal çubuklu formayı giyip tekrar sahaya geldi. Başladı şov yapmaya. Kuyt'la taraftar arasındaki ilk görüşte aşk.


Fenerbahçe Kariyeri... Kuyt için ilk 3 maç takıma adapte olması için yetti. Oynadığı dördüncü maçta Vaslui filelerini iki kez havalandırarak "İşte başlıyoruz" dedi. Attığı iki gol bize Romanya'da tur kapısını açtı. Oynadığı diğer maçlarda da gollerini atmaya devam etti.  Galatasaray'a, Elazığspor'a, Spartak Moskova'ya ve Gaziantepspor'a birer gol atarak 6 resmi maçta 6 gol atmış oldu. Ama biz onu gollerinden çok inancı, takımı ateşlemesi ve harcadığı emek için sevdik. Kuyt'a olan güvenimiz ve inancımız tam. O da artık aileden biri. 3 sene boyunca onunla çok büyük işler başaracağız.


Yukarıdaki resim başka bir blogdan alınmıştır


Kuyt ve arkadaşları için bir sonra ki hedef Spartak Moskova. Evimizde turu atlayıp içteki ve dıştaki tüm düşmanlara karşı kesin zaferimizi ilan edeceğiz. Haydi Kuyt! Haydi çocuklar! Haydi büyük Fenerbahçe'nin büyük taraftarı!