15 Ağustos 2013 Perşembe

Fenerbahçe (2013-2014)

Yeni sezon hepimiz için hayırlı olsun. Fenerbahçe için olaylı, ayrılıklı, üzüntülü, zaferli, sevinçli garip bir sezonun ardından yeni bir sezon başladı. Geçtiğimiz sezon yaşadıklarımız üzerine uzun uzun konuştuk, yazdık, çizdik. Bugün olanları hatırlatmak, yargılamak ya da ders çıkarmak gibi bir amacım yok. Bugün sadece için yeni sezon için hazırladığım birkaç kadroyu sizinle paylaşacağım o kadar.
Önce kadronun tamamına bir göz atalım.

Kaleciler








Defans














Orta Saha



















Forvet






Yukarıda* her oyuncuyu kendi asıl mevkisine göre listeledim ancak Fenerbahçe'de çoğu oyuncu en az 2 mevkide oynayabiliyor. Aykut Kocaman döneminde başlayan, oyunculara mevki devşirme sistemi kimi zaman işe yarasa da çoğunlukla oyuncuların yetersiz kalmasına neden oluyor.

Yukarıdaki listeye göre Fenerbahçe'nin bu sezon oynayabileceği 3 farklı kadro hazırladım.

1) 4-1-2-3



2) 4-1-2-3 (alternatif)


3) 4-1-3-2


Eldeki malzemeyle benim tercih ettiğim kadrolar bunlar. Transfer dönemi bittiğinde ve Fenerbahçe biraz daha maç oynadıkça bu kadroları güncelleyebilirim.

Hepimize iyi sezonlar.

* 15 Ağustos 2013 tarihinde bu linkten alınmıştır.

23 Nisan 2013 Salı

Son Durum

Bata çıka geçirdiğimiz bir sezonu 3 kulvarda götürüyorduk; ta ki geçtiğimiz pazar gününe kadar. 3 kulvarın bana göre en önemlisi olan "Lig Şampiyonluğu" artık bize çok uzak gözüküyor. Son on yılda 3 kez son maçta kaybettiğimiz şampiyonluk için bu sezon biraz erken havlu attık. Neyse ki bu sezon Avrupa Ligi'nde yarı finaldeyiz. Şimdilik sadece Avrupa Ligi'ne odaklanmalıyız ve oradan gelecek sonuçları beklmeliyiz. Sezon sona ermeden bir şeylere karar vermek bizim için pek hayırlı olmuyor. Sezon bitene kadar yapmamamız gereken şeylerin başında Pollyannacılık oynamak veya kurban istemek geliyor.

4 Şubat 2013 Pazartesi

Faydalı Koşu


 
Türkiye'de oynanan futbola birçok şey katan Alex de Souza lügatımıza "faydalı koşu" kelimesini de katmıştır. Ancak bu kelimenin lügatımıza girmesinde Aykut Kocaman'ın da payı vardır.

Aykut Kocaman geldiği günden beri koşan, savaşçı bir takım istediğini dile getiriyordu ve bunun önündeki en büyük engel takımın vazgeçilmezi, koşmadığı için eleştirilen Alex'ti.

Bu sene başında gönderilen Alex'ten sonra takımın koşu istatistikleri yükseldi ama bu sefer de rakip yarı sahada yapılan pas ve atılan gol, yapılan asist sayıları düştü. Bu gibi istatistikler skora dolayısıyla da puan durumuna direk yansıyan istatistiklerdir.

2009-2010 sezonu / 2.1 puan - 1.8 gol ortalaması

2010-2011 sezonu / 2.41 puan - 2.47 gol ortalaması
2011-2012 sezonu / 2 puan - 1.8 gol ortalaması (Play-off dahil değil)


2012-2013 sezonu / 1.55 puan - 1.5 gol ortalaması

Fenerbahçe'nin en yüksek puan ve gol ortalamasını yakaladığı 2010-2011 sezonunda Alex; 28 gol 13 asistlik bir performansa sergilemişti.

Alex'in koşmaması bu istatistikleri yapmasının önünde engel değildi. Fenerbahçe tamamına yakınını Alex'siz oynadığı bu sezon en düşük puan ve gol ortalamasını tutturdu.

Ve Fenerbahçe şüphesiz Alex'in faydalı koşularını çok arıyor.

Futbolcu Sokrates der ki: "Düşünen futbolcu koşmaz, koşan futbolcu düşünmez."

3 Şubat 2013 Pazar

Transferler Üzerine

Fenerbahçe'nin yeni transferleriyle birlikte oyun sistemini değiştirmesi gerekiyor. Alex sonrası herkes 4-4-2 formasyonuna geçileceğini düşünüyordu. Ancak hoca, yeterli kadro derinliğine sahip olmadığını düşünüyor olacaktı ki Alex'ten sonra da 4-2-3-1'e devam etti. Peki Fenerbahçe 4-4-2'yi nasıl oynayabilir; bunun için alternatif oyuncuları da gösteren bir kadro hazırladım:


Bu kadronun en büyük dezavantajı; fazla ofansif olması. Bu nedenle bu kadro daha çok iç saha maçlarında tercih edilebilir.

4-4-2'ye oranla daha dengeli bir kadro için 3 merkez orta saha oyunculu bir kadro da tercih edilebilir:




23 Ocak 2013 Çarşamba

Bir Kupa Maçından Daha Fazlası

Fenerbahçe 3 - 0 Bursaspor (23 Ocak 2013)

  • Fenerbahçe 346 gün sonra penaltı kullandı.
  • Alex'in kullanmadığı ilk penaltı. (Eskiden Alex kullanırdı.)
  • Semih uzun zaman sonra 2 gol birden attı.
  • Genç oyuncu Beykan ilk defa A takımla bir maça çıktı.
  • Beykan ilk defa A takımda gol attı.
Futbolcular Beykan'ın golünü kutlarken

Kaybolmuş Güven

Duyguların en kuvvetlisinin inanç olduğuna inanırım. İnanç temeldir. Sonra da güven gelir. Güven de inanca bağlıdır.

Ben Fenerbahçe'yi yönetenlere olan inancımı ve güvenimi malum sebeplerden dolayı kaybettim. Bu duygular sarsılmaz değildir ve sarsılması bu duyguların hiç olmadığına delil değildir. Bu duyguların kaybedilmesi geri kazanılmayacak olduğuna da delil değildir ancak bu benim için geçerli değildir.

Yukarıda çok fazla "değil" kullandım. Bunların hepsi olumsuz anlam taşımıyor, okumayı bilene.

Neden böyle bir yazı yazdığıma gelirsek:

  1. Fenerbahçe şu an hiçbir yarıştan kopmuş değil ancak güven vermiyor,
  2. Birçok taraftar aylar önce uğruna coplandığımız, biber gazı yediğimiz adamı artık istemiyor, onu bir diktatör olarak görüyor ve O'na güvenmiyor.
  3. Aykut Kocaman'ı istifasından vazgeçirenler bile içten içe "acaba hata mı yaptık?" diye düşünüyor, kendi kararlarına ve hocalarına güvenmiyor.
  4. Taraftar oyunculara güvenmiyor. Eskiden baş tacımız olan oyuncular bile "ruhsuzluk" ile suçlanıyor.
  5. Devre arasında transfer yapmayarak şampiyonluk yolunda çok büyük adımlar atan takım kendi oyuncularına güvenmediği için dört gözle transfer bekliyor. 
  6. Taraftar bölünmüş durumda. Birbirini "irlandalı" diye yaftalıyor. Birbirlerinin Fenerbahçe sevgisine güvenmiyor.
Bu yazıyı olan durumu göstermek amacıyla yazıyorum.

Umarım hep birlikte kaybettiğimiz güveni, yine hep birlikte geri getirebiliriz.

EFSANE Anlar #2

Lugano bir karara itiraz ederken

8 Ocak 2013 Salı

İyi Orta Puskas Ödülü Getirir - Miroslav Stoch

Dün tüm Fenerbahçelilerin göğsünün kabardığı harika bir gündü. Stoch'un geçen sene attığı enfes gollerden birisi FIFA Ballon D'or ödülleri kapsamında "en iyi gole" verilen Puskas ödülünü kazandı. 




Stoch geldiği 2010 - 2011 sezonundan itibaren yüksek beklentileri karşılamaya çalıştı. Bunu geçtiğimiz sezon başardı. Soldan gelip sağa çekerek attığı şutlar birbirinden güzel gollere dönüştü ve o gollerden biri de dün akşam yılın golü ödülüne dönüştü.

Stoch'un geçen sene 10 gol atmasındaki büyük etkenlerden biri de Ziegler'di. Stoch'un boşluklarını dolduran Ziegler onun içeri doğru gitmesini güvenli hale getiriyordu.

Bu sezon başında Aykut Kocaman, sol bek tercihini Hasan Ali'den yana kullanması Stoch'un etkisinin azalmasına neden oldu. Bir başka neden de Aykut Kocaman'ın kullandığı istatistik verileri. Stoch'un mevkisine bağlı oynamaması ve üst üste yaptığı pas hataları onun sürekli oyundan alınmasına neden oldu. Sezonun başında morali bozulan Stoch ilk devre boyunca eski günlerini mumla arattı.
 

Fenerbahçe taraftarının mumla aradığı bir diğer şey ise Alex'in kullandığı duran toplar. "İyi orta gol getirir" kavramı Alex'le "iyi korner Puskas ödülü getirir" halini aldı.

Tüm Fenerbahçelilerin hatırlayacağı gibi Alex'in kullandığı duran toplarla Lugano birçok ofansif oyuncuyu gol sayısı olarak geçmişti. 8 yıl boyunca Fenerbahçe'nin en büyük silahı duran toplar oldu.   


Fenerbahçe taraftarının mumla aradığı eski Stoch geri dönecektir ama aynı şeyi Alex'in kornerleri için söylemek zor.

5 Ocak 2013 Cumartesi

1 Ocak 2013 Salı

İlk Yarının En Çalışkanı: Dirk Kuyt

Kuyt'la ilgili daha önceki yazılarımda O'na olan güvenimden bahsetmiştim. İlk yarıdaki istatistiklerine bakınca O'na olan güvenim konusunda haklı olduğum ortaya çıkıyor.



_________________________________________________________________________________


İlk yarının "en'li" futbolcu istatistiklerine bakacak olursak Fenerbahçe'den sadece Kuyt'ın listelerde olduğunu görürüz.


Kuyt'ın bireysel istatistiklerine bakacak olursak; ilk gözümüze çarpan

* Sahanın birçok bölümüne ayak basması



* Hasan Ali'den sonra en uzun süre sahada kalan oyuncu olması

    

Beklentilerin altında kalan istatistikleri ise

* Girdiği gol pozisyonu ve attığı gol sayısı

    

_________________________________________________________________________________


Sonuç olarak Kuyt, ilk yarıda takımın, en çalışkan ve en akılda kalan ismi olmayı başardı. Adaptasyon sorunu yaşamaması ve yaşına rağmen sahip olduğu enerji onu diğerlerinden üstün kılan özellikleri.


  *istatiskler için www.matchstudy.com'a teşekkürler